[[Krom Okuma Grubu]]’nda yaşadığımız ilk büyük deneyim, Roger Zelazny’nin kült bilimkurgu klasiği _Işık Tanrısı_'ydı. Krom Okuma Grubu, bilimkurgu ve fantastik türlere ilgi duyan okurlarla bir araya geldiğimiz, tematik bir okuma etkinliği. Türün öne çıkan kitaplarını birlikte keşfetmeyi amaçlıyoruz. Gelecekte, bambaşka bir gezegende, tahakküm altında yaşayan bir halk hayal edin. Milyonlarca insan tarlalarda ve şehirlerde ter dökerken, hükümdarları kutup bölgesindeki Göksel Şehir'de, yani "Cennet"te yaşıyorlar. Kendilerine Hindu tanrılarının isimlerini almış olan bu hükümdarlar, yüksek teknoloji ürünleri kendilerine saklıyorlar. Brahma, Şiva ve Vişnu dışında, Yama-dharma, Kali, Agni, Krişna, Maya, Ratri gibi tanrıların isimlerini almış, bir avuç kişiden bahsediyoruz. Halk ortaçağda yaşıyor. Hükümdarlarının gerçekten de tanrı olduklarını düşünüyor. Matbaayı icat etmeleri bile mümkün değil, çünkü fikir birinin aklına gelse bile, gerçeğe dönüşmesi yönetenler tarafından engelleniyor. Tanrılar ölümsüzlüğe, bedenler arası bilinç transferine, akıl almaz silahlara, sınırsız bolluğa ve uzay gemilerine sahipler. Kendileri refah içinde yaşarken halkın bu teknolojileri kullanmak için gereken olgunluğa sahip olmadığını düşünüyorlar. Tanrılardan biri bu düzenden rahatsız. Yönetenler ile halk arasındaki mesafeyi ortadan kaldırmayı, teknolojinin nimetlerini herkesle paylaşmayı planlıyor. Farklı isimlerle biliniyor: Mahasamatman, Aydınlanmış Olan, Buddha, Sidarta, İblis Tutan, Maitreya ya da Işık Tanrısı... Mahasamatman adındaki 'maha' ve 'atman' kısımlarını atıyor, kendine yalnızca "Sam" diyor. İnsanları kontrol etmek için Hindu dininin figürleri kullanan zorbaların karşısına, Sidarta Gotama'nın dini ve öğretileriyle dikiliyor. Bu hikaye, sahte bir Cennete karşı girişilen isyanın hikayesi. Merkezde cennetten düşmüş bir kahraman, etrafında ise iblisler, tanrılar ve insanlar yer alıyor. ![[2025-05-02-isik-tanrisi.png|300]] _Işık Tanrısı_ bir bilimkurgu başyapıtı. Böyle düşüneceğimi öngörmemiştim. Krom Okuma Grubu'nda okumaya başlamadan önce bu kitapla ilgili karışık mesajlar almıştım. Bir grup yorumcu, kitabın "yazılmış en iyi bilimkurgu eserlerinden biri" olduğunu söylüyordu. Bu grup içinde George R. R. Martin gibi önemli isimler var. (Martin'in _Buz ve Ateşin Şarkısı_ (_Game of Thrones_) serisindeki Işık Tanrısı R'hllor, adını bu eserden alıyor.) Başka bir grup yorumcu ise karmaşık ve zor okunan bir kitap olduğunu söylüyordu. Kitaplar konusundaki yorumlarına çok güvendiğim arkadaşım Bora, kitabı yarıda bıraktığını söylemişti. Bu fikir ayrılıklarını görünce Krom Okuma Grubu'na uygun olup olmadığı konusunda endişeye kapılmıştım. Şimdi, kitabı bitirdikten sonra, bu riski aldığımız için çok memnunum. Bilimkurgu okurken yaşadığım en iyi deneyimlerden birini yaşadım. Sizin aynı deneyimi yaşayacağınızı garanti edemiyorum. Bence, bu dönemde _Işık Tanrısı_'ndan bu kadar keyif almamı sağlamış olan birkaç faktör var: 1. Zor bir deneyime hazırdım, 2. Bilim-fantastik tarzına ilgi duymaya başlamıştım, 3. Hint mitolojisiyle ilgili bir şeyler okumak istiyordum. Zelazny, bu kitapta okuyucudan emek bekliyor. Dünya tasarımı doğrudan değil, örtük bir biçimde sunuluyor. Yani elinize bir harita verilmeyecek ve parçaları birleştirmek size düşecek. Ayrıntılar küçük parçalar hâlinde gelince, çoğu zaman ne olduğunu tam anlamıyorsunuz ve bu kafa karışıklığı moral bozabiliyor. Uğraşmak istemeyenler muhtemelen bu noktada pes eder. Ama parçaları birleştirmeye hevesli olanlar, uzun süre anlayamadıkları bir ayrıntının sonunda netleşmesiyle, baştan açıklansaydı asla yaşayamayacakları bir tatmin duygusu yaşıyor. Bilim-fantastik yıllar önce hiç ilgimi çekmeyen, yakın geçmişte ilgi duymaya başladığım bir alan oldu. Aslında bu tarza küçüklüğümden alıştırılmışım. _He-Man_ çizgi filmlerinde, lazer silahları ve büyülü kılıçlar aynı hikayede yer alırdı. O zamanlarda dikkatimi çekmemişti ve büyükçe bilimkurgunun ayrı, fantastiğin ayrı alanlar olduğunu düşünmeye başladım. Şimdi, ikisinin birleştirilmesi ve bunun nasıl _şık bir şekilde_ yapılabileceği sorusu ilgimi çekiyor. _Işık Tanrısı_ bu konuda bir mihenk taşı olduğu söylenebilir. Bu kitabı sever misiniz, emin değilim. Ama eğer benim gibi doğru bir zamanda okursanız "yazılmış en iyi bilimkurgu eseri" yorumunun abartı olmadığını göreceksiniz. Bu ilk okumamızdan sonra hem türün hem grubun potansiyeline dair heyecanım arttı. Ayrıca bu deneyim, kitap seçimlerimdeki sezgilerime duyduğum güveni de pekiştirdi. Eğer siz de bilimkurguya mesafeli ama meraklıysanız, doğru kitaplarla ve birlikte okuyarak bu dünyalara birlikte giriş yapabiliriz. [[Krom Okuma Grubu]]’nun sıradaki zirvesi için takipte kalın derim.