Bu yaz [[Krom Okuma Grubu]]'nda okuduğumuz kitap _Haşhaş Savaşı_'ydı.
Eğer fantastik edebiyat okuyucusu iseniz, bu kitabın en önemli avantajı size Çin bağlamlı, alternatif bir fantastik ortam sunması. Fantastik dediğimizde genelde ortaçağ Avrupa'sını anlıyoruz. Bu, 1900'lerin başında oluşmuş bir norm. _Yüzüklerin Efendisi_'nden _Taht Oyunları_'na, _Yerdeniz Büyücüsü_'nden _Zaman Çarkı_'na, fantastik edebiyatın neredeyse tamamı, ortam olarak eski Avrupa'da geçiyor. Çin odaklı bir fantastik kurgu okumak bana çok iyi geldi. Bu kitapta bağlam olarak 11. yy. Song Hanedanlığı dönemi, konu olarak ise 20. yy ortalarında, İkinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen [İkinci Çin-Japon Savaşı](https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0kinci_%C3%87in-Japon_Sava%C5%9F%C4%B1) temel alınmış. Bana orijinal gelmesi bir yana, hiç bilmediğim Çin tarihi hakkında merak uyandırması bence önemli bir kazanımdı.
![[2025-09-07-hashas-savasi.jpg|400]]
R.F. Kuang son zamanlarda gündemin zirvesinde. Arka arkaya kaliteli romanlar üretiyor olmasının yanında, bu romanlara dair ciddi bir pazarlama çalışması olduğunu görüyoruz. Biz _Haşhaş Savaşı_'nı okurken her yerde _Sarı Yüz_ reklamları dönüyordu. Genç ve popüler bir yazarın yaşayacağı sıkıntıları yaşadığını düşünüyorum -- doğru yaptıklarından çok, hatalarının konuşulduğu bir dönemdeyiz. Popüler edebiyat tartışmalarını takip eden bir analiz yerine, sadece nasıl bir okur deneyimi yaşadığımızı paylaşmak niyetindeyim.
Bu romanı okumaya başlamadan önce yazar hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyordum. Gruptaki diğer arkadaşlarım da bu durumdaydı. Okuduktan sonra, romanı tüm grup olarak çok beğendik. Kendi adıma, henüz yirmili yaşlarının başında böyle bir roman yazmış olmasına inanamadım. 5/5 not verdikten sonra, neden bu kadar iyi olduğunu düşündüm.
Herhalde ilk söylememiz gereken özellik, kitabın aşırı sürükleyici olduğu. Din, şamanizm ve savaş temalarını içeren bir "sıfırdan zirveye" hikayesini okuyoruz. Ana karakter maddi ve manevi açıdan dipte başlıyor ve sürekli yükseliyor. Durmadan sayfa çevirten bir hikaye. Özellikle aksiyon sahnelerinde, sanki anime izliyormuşum gibi hissettim. _Shonen_ tarzı anime severler için oldukça güzel sahneler var. Hoşunuza gider mi bilmiyorum ama bu, benim için olumlu bir özellikti.
Kitabın ilk yarısının çoğu prestijli bir okulda, öğrenci dramalarıyla geçiyor. Bu kısımlarda karakterlere ısınıyoruz. Ana karakter oldukça kusurlu, ama seçkin öğrenciler arasında verdiği mücadele beni içine aldı. Daha kitabın dörtte biri geçmeden her anlamda Rin'in destekçisiydim. İkinci yarıda ise hikaye karanlık ve vahşi bir yöne evriliyor. Savaş ve askerlik anlatılarının öne çıktığı bu kısımlarda, okuması gerçekten zor olan yerler var.
[Nankin Katliamı](https://tr.wikipedia.org/wiki/Nankin_Katliam%C4%B1)'nı biliyor muydunuz? Savaş sırasında (1937) yüzbinlerce Çinli sivilin vahşice katledildiği, Japon ordusu tarafından işlenmiş savaş suçları arasında en kötülerinden biri olarak kabul edilen olaydan bahsediyorum. _Haşhaş Savaşı_'nda bu katliamdan esinlenilmiş bazı bölümler var. Bu bölümleri okumak oldukça zor olmakla birlikte, bahsedilen olayların gerçekte yaşandığını düşünmek kan dondurucuydu. Eğer Japonya’nın _kawaii_ kültürünü seviyorsanız, bu kitap size bambaşka bir yüzünü gösterecek. Şaşırmaya hazır olun.
Olay örgüsünden karakterlere, dünya tasarımından atmosferine çok beğendiğim bir roman oldu. Aradan biraz zaman geçince, sonunun daha tatmin edici olabileceğini düşündüm. Okuduktan sonra beğenmiştim, ancak grupta bazı arkadaşlarımın geliştirdiği eleştirilerin haklı olduğuna inancım giderek arttı.
Sonuçta, eğer,
- Sürükleyici bir fantastik bir roman okumak istiyorsanız,
- Ahlaki açıdan gri karakterler arıyorsanız,
- Asya kültürüne meraklıysanız,
bu kitabı beğenme ihtimaliniz oldukça yüksek. Okuduğuma çok memnun olduğum gibi R.F. Kuang'ı ilk kitabıyla tanıdığım için de ayrıca mutlu oldum.