Ülkemizde devam eden politik mücadele ile ilgili birkaç düşüncemi paylaşmak istiyorum. Hak, hukuk ve adalet taleplerimiz açısından heyecanlı günler geçiriyoruz. Ancak geçimini bilgi, düşünme ve sanat odaklı etkinlikler organize ederek kazananlar için kafa karıştırıcı bir dönem oluyor. Bugünlerde, Nisan-Mayıs aylarında düzenleyeceğim etkinliklerin duyurusunu yapmaya hazırlanıyordum. Protestolar devam ederken felsefe, sanat ve diğer kültürel etkinliklere ara verilmesi gerektiğine dair çağrılar görmeye başladım. Özel mesajlar aracılığıyla bazı tepkiler de aldım. Sonuçta bir süredir emek verdiğim etkinliklerin duyurularını gönül rahatlığıyla paylaşamadım. Üzerinde uzun uzun düşündüğüm bir konu oldu ve sonunda etkinliklerime devam etme kararı aldım. Bunun nedenlerini paylaşmak istiyorum. Birincisi, kültürel etkinliklerin hayatımızdaki vazgeçilmez yeriyle ilgili. Zor zamanlarda felsefe, sanat ve düşünsel etkinliklere ihtiyacımız devam ediyor. Hatta belki de böylesi dönemlerde, bu tür alanlarda _bir araya gelmek_ her zamankinden daha önemli. Bütün enerjimizi ve dikkatimizi protestolara vermemiz gerektiği yönünde görüşlerle karşılaşıyorum. Ancak bunu daha önce yaşamıştık: sürekli yüksek tempoda süren bir mücadele uzun vadede sürdürülebilir olamıyor. Direnç gösterebilmek için nefes alabileceğimiz, düşünebileceğimiz ve birlikte olabileceğimiz alanlara da ihtiyacımız var. İkinci sebep, topluma katkı sunma konusunda kendime biçtiğim rol ile ilgili. Yıllar önce yaşanan bir toplumsal hareket, benim için bir dönüm noktası olmuştu. Sonrasında Türkiye'de yaşayıp halka faydalı olacağını düşündüğüm bir mesleğe yönelmeye karar vermiştim. Felsefe, okuma ve düşünme eğitimlerine odaklanmam bu şekilde başladı. Bu etkinliklerin faydasını ancak uzun vadede alabileceğiz. Kendimi, zamana yayılan bu projenin içinde görüyorum. Türkiye'deki demokrasi, eşitlik, ahlak ve adalet mücadelesine katkımızı sadece güncel olaylara verdiğimiz tepkilerle değil, aynı zamanda uzun vadeli eğitim süreçleriyle de yapmalıyız. Kültürel etkinlikleri askıya almak, bu uzun soluklu çabadan feragat etmek anlamına gelir. Bu nedenle, en iyi bildiğim ve en iyi yapabildiğim şekilde katkıda bulunmaya devam etmek istiyorum. Bir soru: yönetenlerin değişip şikayetçi olduğumuz tutumların aynı şekilde devam etmesini nasıl engelleyeceğiz? Bugün içinde bulunduğumuz durum, yalnızca kişiler ve gruplarla ilgili değil. Problemlerin çoğunun yapısal olduğunu düşünüyorum. Kalıcı bir değişim, nesiller sürecek bir çaba gerektiriyor. Yolsuzluk, liyakatsizlik, hukuksuzluk ve çifte standartların değişmesi için yalnızca bugünü değil, yarını da düşünerek hareket etmeliyiz. Dolayısıyla çocuklar ve yetişkinlerin zihinsel gelişimine, eğitimine, düşünme becerilerine, diyalog kurma yeteneklerine ve bilgeliğine yatırım yaptığımız, uzun vadeli ve ısrarlı projeleri hayata geçirmeliyiz. Bu nedenle, eğitimlerime devam edeceğim. İçinde bulunduğumuz mücadelede herkesin farklı roller üstlenebileceğini düşünüyorum. Benim katkım, bireylerin düşünme becerilerini geliştirmeleri ve uzun vadeli dönüşümü mümkün kılacak tutumlara sahip olmaları için çalışmak. Eğer bu yaklaşım size de makul geliyorsa, [[2025-03-31 - Nisan 2025 eğitimleri|Nisan 2025 eğitimlerime]] göz atabilirsiniz.