Ren Okuma Grubu'nda, Eylül ayından beri [[2024-08-26 - Ren Okuma Grubu 2024 Eylül kitabı - Zaman Felsefesinin Kısa Tarihi|zaman felsefesiyle ilgili bir kitap okuyoruz]]. Kitabın yapısıyla ilgili notlarımı bu girdide toplamaya karar verdim. Argümanların detaylarından bahsetmek yerine kitabın akışıyla ilgili bir harita oluşturmak istedim. Kitaptan habersiz olarak bakanlar için pek anlamlı olmayabilir. Yüz yüze ve çevrim içi gruplara devam eden arkadaşlarım için paylaşıyorum.
# Giriş
- Zamanla ilgili, felsefe yapmaya başlamadan önce ifade edebileceğimiz, üç basit düşünce:
1. Zaman ölçtüğümüz bir şeydir,
2. Zaman akan bir şeydir,
3. Zaman değişimle ilgilidir.
- Zamanın ne olduğu hakkındaki görüşleri üç başlıkta toplayabiliriz:
1. Zamanın gerçek olmadığını, bir insan icadı olduğunu iddia edenler (idealizm)
2. Zamanın evrenin sahici bir özelliği olduğunu iddia edenler (gerçekçilik)
3. Zamanın bir icat olduğunu, ama tarif ettiği ilişkilerin evrende sahiden var olduğunu iddia edenler (ilişkiselcilik)
# Birinci bölüm - Zaman ve Değişim
- Zamanın gerçek olmadığını savunan üç filozofu inceliyoruz: Zenon, Parmenides ve Aziz Augustinus.
- Antik Yunan dünyasında, değişimin gerçek olmadığını iddia eden filozoflar vardı. Bu filozoflar için değişimin gerçek olmaması, zamanın da gerçek olmadığı anlamına geliyordu.
- Değişimin gerçek olmadığını iddia etmek ne kadar garip gözükse de, bu filozoflar çevremizde değişimi gözlemlediğimizi reddetmiyordu. Tüm bu gözlemlerin bir yanılsama olduğunu iddia ediyorlardı. Bu sonuca ulaşmak için de kuvvetli akıl yürütmeler kullanıyorlardı.
- Zenon, üç tane paradoks öne sürdü. Bu paradokslar hareketin imkansız olduğunu gösteriyordu. Hareketin imkansız olması, zamanın da gerçek olamayacağı anlamına gelir.
- Zenon, mesafeleri kat edebildiğimizi ya da hareketin varlığını gözlemleyebildiğimizi reddetmiyordu. Daha ziyade, bu gözlemlerimizin bir yanılsama olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını savunuyordu.
- Parmenides ise zaman hakkındaki konuşmalarımızın tutarsız olduğunu söylemişti. Zaman hakkındaki konuşmalarımız, bizi zamanın hem gerçek olduğunu hem de gerçek olmadığını söylemeye götürecektir.
- Aristoteles, bu iki idealist görüşe de karşı çıktı ve değişimin gerçek olduğunu, zamanın da değişimin bir ölçüsü olduğunu savundu.
- Aristoteles'in ilişkiselci bir zaman anlayışı var. Zamanın bir insan icadı olduğunu, ama zaman ile ölçtüğümüz ve tarif ettiğimiz ilişkilerin gerçek olduğunu savunur.
- Antik Yunan düşüncesinden yüzyıllar sonra Aziz Augustinus, Tanrı'nın zamanın başlangıcındaki durumlarını düşünerek, zamanın gerçek olamayacağını savundu. Geçmiş, gelecek ve şimdi, hiçbiri gerçek olamazdı. Ama zamanla ilgili düşüncelerimizin gerçek olduğunu kabul edebilirdik. Dolayısıyla dikkat, beklentiler, hatıralar gibi _zamansal kavramların_ gerçek olduğunu iddia ediyordu.
- Aziz Augustinus için bir problem: Zaman gerçek değilse bu zamansal kavramlar nereden geliyor?
# İkinci bölüm - İdealizm ve Deneyim
- Aziz Augustinus'un problemini inceleyeceğiz: zamana dair kavramlarımız nereden geliyor?
- John Locke, zamansal kavramları dış dünyaya dair gözlem, ölçüm ve deneyimlerle öğrenemeyeceğimizi kabul ediyordu. Bu kavramları iç dünyamızı gözlemleyerek edindiğimizi savundu. Düşünce akışlarımızı gözlemleyerek ardışıklık, önce-sonra gibi kavramları edinebilirdik.
- Yazara göre bu argüman zayıf, çünkü iç dünyamızla ilgili gözlemleri zamansal olarak yorumlayabilmek için önce zamansal kavramlara sahip olmalıyız. Dolayısıyla argüman, bu kavramları nasıl edindiğimizi açıklayamaz.
- Immanuel Kant zamansal kavramların kaynağı ile ilgili başka türlü bir argüman öne sürdü. Dedi ki, bu kavramlar ne dışarıdan deneyimle kazanılıyor, ne de zihnimizin içinde doğuştan geliyor. Daha ziyade, zaman ve ilgili kavramlar benim _zihnimin bir biçimi_.
- Yazara göre bu cevap da yeterli değil çünkü,
1. Neden olası başka biçimlerle değil de şu an sahip olduğumuz biçimle evreni yorumladığımızı açıklamıyor,
2. Gerçekçi olmayan bir zaman anlayışı öne sürüyor.
- Locke'un argümanı zayıf, Kant'ın argümanı bizi zaman hakkında idealist olmaya götürüyor. Peki zamansal kavramları nasıl edindiğimizi açıklayan ve gerçekçi bir zaman anlayışıyla tutarlı argümanlar olabilir mi?
- Russell, Dainton ve Le Poidevin: Zamanı bir blok olarak deneyimliyoruz. Bu blok içinde değişim olduğunda da değişimi ve zamanı (Locke'un iddia ettiğinin aksine) doğrudan deneyimlemiş oluyoruz. Önce-sonra, ardışıklık gibi kavramları bu deneyimler sayesinde ediniyor olabiliriz.
- Bu kuramlar şu anda kanıtlanamıyor ama en azından gerçekçi bir zaman anlayışıyla tutarlılar.
- Zamanın gerçek olduğunu savunacaksak bile, zaman deneyimini zihnimizde inşa ettiğimizi kabul etmek zorundayız. Zaman algımızla ilgili illüzyonlar, zamanı doğrudan algılamadığımızı gösteriyor. Dikkat: bu illüzyonlar, zamanın gerçek olmadığını göstermiyor.
- Zamanın gerçek olduğunu savunmakla ilgili bu hazırlıkları yaptıktan sonra, Newton ve Einstein'ı inceleyerek, zamanın gerçek olduğunu iddia eden kuramları inceleyemeye başlayabiliriz.