_Pıtırcık_ ilk okuduğum kitap değildi ama okumayı sevdiğim ilk kitaptı. Çocukların okuduğu kitapları iki kategoride değerlendirmek bazen işime yarıyor: birinci türde, yetişkinler tarafından çocuklara verilen, okuyup sevdikleri ama devamını talep etmedikleri kitaplar var. İkinci türde ise yine okuyup sevdikleri ve sonrasında "n'olur bana bunun devamını verin" dedikleri kitaplar var. İkinci türün okur olmaya katkısının daha fazla olduğunu düşünüyorum. _Pıtırcık_, bu türde tanıştığım ilk kitap ve ilk seriydi. ![[2024-08-14-pitircik1.jpg|500]] Seri René Goscinny tarafından yazılıyor ve Sempé tarafından resmediliyor. Goscinny'yi tanımayanlar olabilir, ancak diğer işlerini biliyor olmalısınız: _Asterix_ ve _Red Kit_. _Pıtırcık_ da bir dergide, karikatür bandı olarak başlıyor, buradan da kısa hikaye formatına evriliyor. İlk kitabı 1959'da basıldı. Türkiye'de ise 1988'den beri okunmaya devam ediyor. Şu anda 42. baskısında. Hikayeler Pıtırcık'ın gözünden, 1950'lerin Fransa'sında geçen orta sınıf bir çocukluğu anlatıyor. Aile ve arkadaşlıklar, okulda olan olaylar, sokaktaki maceralar, hepsi Pıtırcık'ın gözünden anlatılıyor. Mizah unsuru ön planda. Çocuğun dünyayı algılayışına ve çocuk deneyimine odaklanması yayımlandığı yıllar için özellikle yenilikçi bir tavır. Sempé'nin çizimleri metne çok şey katıyor. Şu güzelliğe bakar mısınız: ![[2024-08-14-pitircik2.jpg|500]] Vivet Kanetti'nin Türkçe çevirisi eserin değerini daha da yükseltiyor. Fransızcasını ile karşılaştırabilecek durumda değilim ancak Türkçesini okuduğunuzda çeviriyle ilgili önemli kararlar verilmiş olduğunu fark ediyorsunuz. Orijinal metinde Pıtırcık'ın arkadaşlarının sıradan isimleri var, ancak Türkçede Sırım, Lüplüp, Çarpım, Gümüş, Dalgacı, Toraman, Tıngır gibi _harika_ isimlere sahipler. Fransızca argonun Türkçedeki karşılığı için de uğraşılmış görünüyor. Kitaptan _kıyak_ kelimesini öğrendiğimde mutlu olmuştum. İlkokulda okuduğumda çok sevmiş, bütün kitaplarını okumuştum. Şimdi çocuk edebiyatına ilgili bir yetişkin olarak okuduğumda yine çok sevdim. Çocuğun gözünden günlük hayatın mizahi anlatımı her çağda ilgi çekecektir. Anlatılan çocukluğun şehirli ancak bilgisayar ve internetten uzak olması hem çocuklara hem de yetişkinlere iyi gelebilir. Görseller, Türkçe çeviri gibi detayları da dahil ettiğimde kitabı 10/10 olarak değerlendirmekten başka seçeneğim yok.