Benim için bir devrin sonu. İlkokulda Çocuklarla Felsefe macerası finale ulaştı. 2017 yılında “felsefe öğretmenleri” olarak aldığım 1. sınıfları bu hafta ilkokuldan mezun ettim.

Yaptığımız onlarca etkinlik ve dört yıllık süren Çocuklarla Felsefe deneyimi bir tarafa, aynı öğrencilerle uzun süre çalışmış olmanın bana etkileyici gelen kısımları oldu. Öğrencilerin duygusal dünyalarının ve karakterlerinin nasıl geliştiğini görebilmek bunlardan biri. Bir diğeri ise birbirini tanımayan insan yavrularından oluşan bir grubun uzun süre içinde nasıl bir topluluğa dönüştüğünü izleyebilmekti. Bazen bu öğrenciler daha iyi insanlar oldular diye düşünüyorum. Ama bunun üstüne bir de topluluk oldular, yani aslında yeni bir şey yarattılar. Teker teker öğrencilere veda ederken aslında bir de bu dört topluğa veda ediyorum.

Bu toplulukları sınıf öğretmenleri yaratıyor. Öğrencilere kazandırdıkları her şeyin dışında sihirli bir dokunuşları daha var. Pozitif duyguların hakim olduğu, üyelerin birbirini desteklediği, işbirliği yapmayı öğrenmiş toplulukların oluşması başta öğrenciler için, ama daha genele yaydığınızda hepimiz için faydalı diye düşünüyorum. Ben bir branş öğretmeniydim ve hem kendi etkinliklerimin verimliliği hem de derslerden aldığım keyif sınıf öğretmenleri sayesindeydi. En büyük tebrikler Tülin, Sibel, Özge ve Gülsün için.

Kendi okul hayatım hakkında “keşke olsaydı” dediğim en önemli kişiler rehber öğretmenler. Çoğu zaman ne olduğu anlaşılmayan, bazen fark bile edilmeyen, özel bir tür dokunuşları var. Dört yıl boyunca birçok mucize gerçekleştirdiklerine şahit oldum. Çok fazla insan size borçlu Aytunç, Büşra, Yağmur ve Tuğçe, farkında olsalar da olmasalar da.

Teşekkürler 4A, 4B, 4C ve 4D. Önemli olan şeyleri zaten konuştuk. Sizlerin “felsefe öğretmeni” olmuş olmak bir ayrıcalıktı.